Sayfalar

15 Ocak 2014 Çarşamba

SIRIKLARIN EFENDİSİ

         Atletizm bilgimin Süreyya Ayhan ismiyle sınırlı olduğu zamanlarda ne olduğunu dahi bilmediğim sırıkla atlama karşısında beni ekrana kilitleyen Yelena Isinbayeva en sevdiğim kadın sporcu. 2003 yılından beri takip ettiğimi düşünürsem çocukluk kahramanın diyebilirim.
         Başarısı, güzelliği ve sempatikliğiyle çok fazla hayranı olan, her yarıştığında acaba rekor kıracak mı diye büyük bir heyecanla insanları ekrana kilitleyen Isinbayeva bugüne kadar tam 28 dünya rekoru kırdı ve kazandığı Olimpiyat, Avrupa, Dünya salon açık hava tonlarca altın madalya.
Bütün bunlar onun sadece 2000 Sydney’den beri olimpiyatlara dahil olan kadınlar sırıkla atlama branşını dünyaya tanıtmasını ve sevdirmesini sağlamıştır. Bir yandan mükemmel kariyerini inşa ederken bir yandan da atletizme büyük bir hizmet ediyordu aslında. Benim efsane sporcu tanımıma giren de budur işte: başkalarının hayal bile edemeyeceği işlere imza atarken spora da büyük katkılar sağlayan. Bütün bunlar ona hayran olmak için yeterli sebepler belki ama benim ilk dikkatimi çeken olay klasik Isinbayeva konsantrasyonudur. Geleneksel Yelena hareketleri olarak nitelendirdiğim atlayıştan önce battaniyenin altına girmeleri, kimseyi takmadan kendi kendine takılmaları ve sırığıyla olan meşhur konuşmaları beni cezbeden bir durumdu çünkü bir sporcuda ilk kez böyle şeyler görüyordum. Sporda konsantrasyonun ne olduğunu ondan öğrendim.
 


Hatta diğerleri umurumda değil ben en iyi atlayışı yaptığımda onların buna ulaşması çok zor gibisinden açıklamaları beni çılgınlar gibi sevindirirdi. Kimilerinin ukalaca ya da rakibine sanki saygı duymuyormuş gibi yorumladığı bu tarz söylemlerinin hastası oldum her zaman.
2008 Pekin Olimpiyatlarında dünya rekoru kırıp altın madalya aldıktan sonra seremonide ağlarken beni de duygulandırmıştır. Olimpiyat arenasında başka uluslardan insanları bile bu denli etkiliyorsa kim bilir kaç Rus'u Rus olmaktan dolayı gururlandırmıştır.

         Kadınlar sırıkla atlama tarihinin en görkemli kariyerine sahiptir. Kırdığı 28 rekor ile çıtayı çok yükseklere çıkarmıştır ve 5 metreyi geçen ilk kadın atlettir. (Sadece 2 kişi geçti zaten) Bu yüzden uzunca bir süre beklide hiçbir zaman hiçbir kadın atlet onun kadar rekora sahip olamayacaktır ve yıllar boyunca bu disiplinin gelmiş geçmiş en iyisi olarak anılacaktır. Sayesinde onu hemen hemen tüm kariyerini izleme şansına sahip biri olarak gelecek nesillere anlatabileceğim sağlam bir hikayem var artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder